Bu açıklama o ilde bayram havası yarattı.
Tarsus Belediye Başkanı Bozdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. sene dönümünde Tarsus’un il olabilmesi amacıyla bir mücadele başlattıklarını söyleyerek, “Bu Tarsus’un tam bağımsızlık mücadelesidir. Burada da aynı Kurtuluş Savaşı’nda bulunduğu gibi acı da olacak, gözyaşı da olacak, emek de olacak, alın teri de olacak. Birçok şey olacak. Tarsus Spor Salonunda yapılan ve sanatçı Meltem Cumbul’un sunuculuğunu yaptığı projenin lansmanına, ilçedeki sivil toplum teşkilatı temsilcilerinin yanı sıra sanat çevresinden de bir çok şahıs katıldı. 10 bin sene evveline dayanan tarihi ve 400 bine yaklaşan nüfusu ile bir çok ilden daha büyük olan Tarsus’un coğrafi konumu, sosyolojik ve ekonomik yapısı ile mitolojik tarihini izah eden sinevizyon gösterisi ile başlayan programda, sivil toplum teşkilatı temsilcileri doğrultusundan ilçenin namacıyla il olması gerekliliğini ifade eden konuşmalar yapıldı. Bugün de bu tarihi günde atılan bu aşaması ‘Tarsus’un tam bağımsızlık mücadelesi’ olarak nitelendiren Bozdoğan, “Burada da aynı Kurtuluş Savaşı’nda bulunduğu gibi acı da olacak, gözyaşı da olacak, emek de olacak, alın teri de olacak. Birçok şey olacak. Konuşmasını Tarsus’un 10 bin senelik tarihi geçmişinden bahsederek devam ettiren Bozdoğan, “Milattan evvelce bin 200’lü senelerde Konya Krallığı döneminde Tarsus nasıldı? Milattan evvelce üç bin senesinde Tarsus’un en mühim ticaret merkezi olmasını gerçekleştiren şey neydi? Neolitik dönemde Tarsus’un tarım ve ticaretin başşehri bulunduğunu biliyor musunuz? Romalılar, Fransızlar, Mısırlılar bu şehirde ne aradılar? Neden istila ettiler? Namacıyla başşehir ilan ettiler? Tarsus niye bu kadar cazipti? Bugün burada sizlerle eş güdümlü bu ihtiyar şehri ayağa kaldırmak, gençleştirmek ve dünyaya yeni gelmiş bir bebek gibi saf, tertemiz, hak ettiği gibi besleyip büyütmek amacıyla bir arada bulunuyoruz. Esasında biz bize yeteriz. Tarsus’un il olmasını talep etmek ve il olması amacıyla gerekliliklerin var olması, bildiğiniz üzere Tarsus’u il gerçekleştirmek amacıyla yeterli olmadı hiçbir zaman. Neden? Belki de Ankara lobisinin çok zayıf olmasıydı. Belki de Mersin lobisinin döneme girip bu gibi bu gibi olayda Tarsus’un il olmaması amacıyla sorun oluşturmasıydı” diye konuştu. Tarsus’un, Mersin ve Adana’dan çok daha eski bir şehir bulunduğunun bilhassa bilinmesini istediğini altını çizen Bozdoğan, şu şekilde devam etti; “Kentimizi hür irademizle yönetebilmek, şehrimizi bağları olan bir yapıdan kurtarabilmek, kendi kararlarını kendi halkıyla verebilen bir şehir oluşturabilmek, ticaretiyle, tarımıyla, kültürüyle, sanatıyla, eğitimiyle kuvvetli bir şehir olabilmek adına, Tarsus’un il olmasını istiyoruz. Tarsus müstakil ilçeler listelenmesinde birinci sırada bulunuyor. Yani demek oluyor ki şehrimiz, sağına soluna bakılmaksızın il uygulanabilecek ilçeler listelenmesinde ilk sırada. Milattan evvelce 66 senesinde Tarsus Kilikya’nın başşehri konumundayken nüfusu 450 bindi. Yani şu anki haliyle benzer bir durumdaydı. Aynı koşullarda Tarsus’un iki bin sene evvelce başşehir ilan edilmiş olması bile, il yapılmasını zaruri kılan namacıylalerden bir tanesidir. Tarsus’un Mersin’in bir ilçesi olmaması gerekliliğini sadece bizler, sizler, bu salondaki destekçilerimiz söylemiyor. Yalnızca 400 bin nüfuslu Tarsuslu hemşehrilerimiz, esnaflarımız, eğitimcilerimiz söylemiyor. Yalnızca aydınlarımız, sanatçılarımız, yazarlarımız söylemiyor. Yalnızca odalarımız, derneklerimiz, muhtarlarımız söylemiyor. Kölelikten kurtularak bağımsızlığını kazanan Bilali Habeşi istiyor. Tarsus’u bütün dünyaya tanıtan Saint Paul istiyor. Tarsus’a dağlarımızın eteklerinden bakan Yörük annemiz istiyor. Tarsus’u her sabah çörek kokularıyla uyandıran Arap teyzemiz istiyor.